29 Nisan 2009 Çarşamba

gunun yakisiklisi - Thierry Henry


dun aksamki macin etkisi olabilir...
hadi deli oğlaan, hadi belime dolann

28 Nisan 2009 Salı

barcelona barcelona

barcelonayi tutuyoruz ama Drogbayi da desteklememek mumkun degil. Spiker soyle dedi az once: 8 yasinda otoparkta kesfedildi Drogba... 
alla alla. nasil oldu aceba :))

su an mac 0-0.. ilk yari bitmek uzere. ben diyorum ki barcelona alacak bu maci. hadi bakalimm cocuklar!

türlü türlü şakalar

bu da yeni cocugumuz..
işyeri geyiklerimiz var burda:
http://altincikat.blogspot.com/

efendim bugun nefis bi gun!
hersey sahane.
şen ve de şakrak!

27 Nisan 2009 Pazartesi

If I ever feel better
Remind me to spend some good time with you
You can give me your number
When it's all over I'll let you know

burdan

26 Nisan 2009 Pazar

degerli okuyucularim

iki gundur cok ama pek cok hastaydim
tavana bakip cikarmamaya calisarak gecti 2 gunum
bilmedigim bir nedenden zehirlenmisim.
2.gun pirinc lapasi ve haslanmis patates yemeyi basardim.. birinci gun 1 yudum su bile icemiyordum.. yani icsem de bunyede tutamiyordum diyelim.

neyse efendim bu sayede; 
  • bol bol dusunmus oldum, 
  • ayrica 6 aylik tv tuketimimi 2 gunde tamamladim.
  • 1.gun hic uyuyamadim, 2. gun sadece uyudum denebilir.
  • atesten 4-5 tshirtu sirilsiklam ettim
  • kedim cok mutluydu butun gun evde onunla takilmak zorunda kaldigim icin.
  • kendimce cok kitap okudum
bugun 3. gun, kendimi iyi hissediyorum
evi temizlemeye basladim, malum bayagi hasar var..  zira bi ara hendrix gibi kusmugumda bogularak olecegimden suphe etmeye basladim ne yalan soyliyim :)

belki ogleden sonra disari bile cikarim ;)
sevgilerrr
solukbenizli

23 Nisan 2009 Perşembe

nese doluyor insan

cocuk olmak nefis bir sey!

Yegenim deniz- kendileri 6 yasinda- bugun cocuk bayramindan sonuna kadar istifade etmis sansli bir cocuk. Onun sayesinde lunaparka suruklenen bizler de bu guzel gunde kahkahalara bogulma sansina erismis sansli insanlarizz..

Ogleden sonra 23 nisan munasebetiyle denizi lunaparka goturduk. Cocuk mu daha cok eglendi biz mi tartisilir.. sunlara bindim:

- donmedolap
- ejderha (dragon)
- korku tuneli
- carpisan arabalar

Donmedolap: bildigin donmedolap: don babam don

Ama carpisan arabalar icin ayni seyi soyleyemiyecegim! 4 ayri araba tuttuk. Gulmekten gozumden yaslar geldi. Biraderimle annemi tost yaptik, kadincagiz savruldu, firladi durdu cok komikkti.. Bayagi da sert bisey; belim, kalcam cok acidi, her sarsintida yerimizden firladikk..

Korku tuneline girmemiz konusunda resmen ben israrci oldum.. Amelie filminin aklima kazinan bir sahnesi vardi, hatirlarsaniz; Amelie'nin asik oldugu eleman ek is olarak korku tunelinde hayalet kiliginda musterilerin kulagina vuuugg diye uflemekteydi. Amelie kizimiz da bi gun korku tuneline girip, bu eleman kulagina vuuu diye uflerken gozlerini kapatip derin nefes alip kendinden gecmisti.. belki hatirlarsiniz... iste bu sahnenin etkisiyle korku tuneline girmek arzusu beynimi ele gecirdi..

Ama bizim korku tuneli oldukca dandoydu elbette :)) cigligi basmislar butun hoparlorlerden, her kose basinda iskelet, kopmus kafa, kol, bacak; tavandan sarkan puskullerin ensene kulagina degmesi vesaire.. Orda da gulmekten olecektim, bi ara ben de ciglik attim, sonra bi daha guldum halime.. manik depresif bir ruh hali diyelim..

Korku tuneli vesilesiyle 6 yasindaki korpe bir beyne 80ler klisesi korku unsurlarini da sokmus olduk.. Cocuk bizim gibi iskeletten falan korkmaya kosullanmamis ki, hic bisey olmamis gibi cikti yurudu korku tunelinden.. helal olsun!

Bi ara gaza geldik, yegenimi atli karincaya falan bindirip biz buyukler gondola binecektik de, kandiramayiz, olay cikar diye cekindik acikcasi :)

Lunaparka gitmeli! dunyanin en eglenceli isi.

bugun 23 nisan, nese doldu birkac insan!

sevgilerrr,
fund

22 Nisan 2009 Çarşamba

teleferink

macka parkının uzerinden suzulerek taxime ciktigimiz ve yillardir severek kullandigimiz teleferink sonunda arizalandi, gozlerimle gordum!

Zaman zaman teleferikten ben de kıllanmisimdir.
"simdi yere cakilsak nasil olur, bi bozulsa burdan 5 saatte kurtaramazlar beni" diye anksiyete seviyemin yuksek oldugu gunlerde aklımdan gecirmisimdir.

Teleferikte muzik dinlemek ayrı zevk..
Teleferikle ulasım varken taxime cıkan yoldaki trafige ustune para verseler girmem.
Gecenlerde bir tanesinin penceresine funda was here yazmis olabilirim, olmayabilirim de..

Neyse efendim, neticede bozulmus, 2 gun once gordum, altina pofuduk minderler germisler, birisi duserse ölmesin diye, 15-20 tane kameraman fotografci gelmis, neler olacak diye bir sure baktim.
Hicbirsey olmadigini umarak bir de foto yukleyeyim.. cok gelismis cep telefonumdan çekilmiş bir kare.
sewgilerr,
funda was here!

20 Nisan 2009 Pazartesi

Morrissey - How Soon is Now?



cumartesi gecesi cihangir sokaklarinda tarafımca yuksek sesle soylenen sarkı..

i'm human and i need to be loved
just like everbody else does.........


ama moris beyler de cok karizmatikler, gelse de gorsek yine..

16 Nisan 2009 Perşembe

The Reader

The Reader'i seyrettim-- guzel ve akıcı bir film.

kate ablamiz olayi cozmus: cipcitir biriyle hatta subyanciliga girebilecek kategoride kucuk bir cocukla birlikte oluyor bir sure. (cocugu oynayan david kross gercek hayatta 1990 dogumluymus)

guzel film olmus. konusu da hosuma gitti.

bir kere kate winsleti ciplak gorebilme firsati bulduk.
ama kate ablamizin yaslilik donemindeki makyaj sorunsali filmin sonunda girdigimiz butun atmosferi bozdu.. genclik donemini sahane oynamis (sertligi, mesafesi vs) da yaslilik donemi olamamis bence. bakınız, olmus mu?

neticede oscar almis bir film.. ve belli klişelere dusmemesi elde degil diyelim..

ha bi de;
kate'ten cok cocugun yasliligini oynayan ralph fiennes'in oyunculugundan etkilendim.
esas olay onda.
fund.

14 Nisan 2009 Salı

Kafam Seninle Güzel- Zardanadam


Zardanadamlar yeni albumlerini yayinladilar, 2 gundur dinlemekteyim..

En son anneannemizi kaybettigimizde biraderim bana "Mutluluk" sarkisini dinletmisti havaalaninda..
Bu album yapım surecini en az takip edebildigim Zardanadam album oldu malesef..

Simdilik favorim "Beni Seversen".

Buyrun siz de:
http://www.zardanadam.com/index.html

12 Nisan 2009 Pazar

GS-FB gundemi

Son anda buldugum surpriz vip biletle Ali Sami Yen stadina GS formasi ve beresiyle kamuflaj yaparak sizinti yaptim! (tebdil-i kiyafet fotom yanda)

yerim de oldukca guzeldi, onumde Mehmet Ali Birand, civarimda yuzleri tanidik gelen ama nerde ne yaptigini bilmedigim muhtemel spor yorumculari, bir suru kadin /cocuk ve kalin kalin purolari tutturup karton bardaklarinda viski icen patron GSlilerle birlikte izledik maci..

Emre Belozogluna cok kufrettiler, agir konustular, bezdirdiler adami. GS taraftarlari hep bir agizdan emrenin muhterem validesiyle ters munasebete girmek istediklerini belirttiler, cok ayip :) ne zaman emreye top gelse yuhladilar.. emre de gaza geldi fena oynamadi.

fbli oldugumu anlayacaklar diye odum koptu, gol atsak sevincimi nasil gizlerdim bilmiyorum.. Zaten bi pozisyonda fbye ofsayt verince hakem 'ofsayt mi bu kardesim' diye soyleniverdim. Tabi akabinde yanimdaki amcaya engin futbol bilgimle aciklamak zorunda kaldim: 'e yani fbyi de gsyi de oynatmyor ki hakem, ona ofsayt, buna ofsayt! sivasi sampiyon yapmak istiyorlar, eheuehe' seklinde..

arada bizim fb tribununden tezahuratlar yukseldi, icimden katildim onlara ben de. FB seyircisi nispeten efendiydi

iliklerime kadar dondum! cenem titredi..

son dakikalarda patlayan yumruklar ve sahneye firlayan seyirci maca renk katti sagolsun. Sansasyonel bir derbiydi.

ama futbol acisindan doyurucu degildi. dakika basi kendini yere atan futbolcular ve hic susmayan hakem dudugu yuzunden akici bir mac izleyemedik. Fenerbahzemiz maci almaya daha yakindi ama cok da pozisyon yaratamadi acikcasi.

Ne olursa olsun mac stadda izlenmeli kardesim, bambaska bir atmosfer.. bundan sonra usenmeyecegim, gidebildigim kadar gidecegimdir maclarimiza.

Yalniz bizim Sukru Saracoglu bin kat guzel sami yen'den.. orasi kesin.

boyle iste,
kazasiz belasiz atlattik
ajan fonda
---------------------------------
şu cok iyiymis yaa :)) vahşice!

11 Nisan 2009 Cumartesi

kiraz cicekleri - kirschbluten

bugun yine 2 film birden yaptim.

ama oncesinde taxim meydaninda sarki soyleyen ve eylem yapiyormus edasiyla dolasan bogazici universite koro mensuplarini anmadan gecemeyecegim. 5-6 korist sabahin 10unda cikmislar meydana ellerinde koro afisleri, "kaatiibimee ben katibim el ne karisiiir" diye bagiriyorlardi. Hayir biz de koristtik zamaninda boyle taskinliklar yapmazdik, gecen yillar icinde okulumuzun koro uyeleri hafiften kafayi yemisler :) ama cok da komiktiler bi yandan, herkes saskinlik icindeydi tabi.. polisler eylem yapiyorlar sanip goturmemislerdir umarim :))

ilk filmim : bir alman yapimi: Kiraz Cicekleri.

salon fulldu. 'ask olsun' bolumunden bir filmdi ve pisman olmayacagimi bilerek gitmistim..

of of o kadar acikli bi filmdi ki herhalde 1 cay bardagi gozyasi dokmusumdur. elimde bi pecete vardi paramparca oldu gozlaslarimdan. bir ara salonda sessizlik oldu, bi kizcagimiz hickira hickira agliyordu, zannedersin ki 5 dakika once babasi olmus.. 'ah ahhh uhuuu' diyerek bagira bagira agladi walla.. kalbimizden akti gozyaslari..

2 saatten uzun suren bu film, cogumuzu dagitti. Karisini aniden kaybeden 65li yaslarda isine asik bir adam, sehir yasantisinin kesmekesine kaptirmis ve anne-babalarina bi turlu zaman ayiramayan orta yaslardaki cocuklari, ve disaridan standart ev kadini goruntusu veren ama icinde firtinalar kopan, filmin ilk yarim saatinde kaybettigimiz anne figuru.

Anne rolunu oynayan Trudi'nin tek bir hayali vardir: Japonyadaki Fuji daglarinin karsisina gecip bembeyaz acmis kiraz ciceklerini izlemek ve butoh dansi yapmak.. Japon kulturune hayran bir kadin ve elbet bu garip istekleri normal hayatin akisinda cocuklari ve kocasina deli sacmasi gelmekte...

Kadinin ani olumuyle kocasi neye ugradigini sasirir ve karisiyla nasilsa yapariz diyip gecistirdigi japonya gezisini tek basina gerceklestirmeye karar verir. Bu yolculukla karisinin icinde tasan japonya askinin, onun icindeki coskunun inceliklerini kesfeder. Karisini gec de olsa artik daha iyi anlamaktadir.. Sokaklarda yasayan bir genc kizdan butoh dansinin ne demek oldugunu kavramaya calisir...ve en sonunda Fuji dagini da gormeyi basarir..

Dagin onunde kimonolarla bir dansedisi vardi ki adamin, herkes hickiriklara boguldu, butun salon salya sumukk..

cok dokunakliydi cok...
ikinci filmim de arjantin'den Balik Cocuk - El Nino Pez isimli bir filmdi. cok dahil olamadim acikcasi. ilk filmin etkisindeydim hala.. XXY filminde cift cinsiyetli kiz-erkek rolunu oynayan celimsiz kizimiz Ines Efron yine bu filmde de basroldeydi.

beni bu guzel havalar bir de bu filmler mahvetti anlayacaginiz.

butoh dansi da neymis derseniz burdan yakin..
golgenin/karanligin dansi.. deli isi :))

boyle
.
f.

10 Nisan 2009 Cuma

7 Nisan 2009 Salı

Belali Dugun

Aksam Belali Dugun isimli bir Izlanda filmi izledim. Sahaneydi diyebilirim. Bu yil Izlandanin en cok izlenen filmiymis. (linke tiklayin ve filmdeki izlanda manzaralarina bi bakin)

Hafiften siyirmis, biraz soyut takilan bir eski karisi olan 40li yaslarinda bir akademisyen kendinden 20 yas kucuk bir kizla 2. evliligini yaparken film basladi. Flashbacklerle adamin eski karisiyla olan iliskisini izlerken bir yandan da yeni filizlenen bu aski gercek zamanda izledik.

Bizim Bozcaadamiz tadinda bir adada gecen filmdeki her karakter ayri karikaturdu diyebilirim. Kisaca soyle: Iflah olmaz bir romantik guzeller guzeli 20 yaslarinda genc kiz, onun paragoz ve sirret annesi, sabaha kadar icip beyaz gecelerde sabaha karsi denizde aria soyleyen duygusal babasi ve gecmis evliligiyle hesaplasan, hayatina bastan baslamak isteyen 40li yaslarinda yakisikli bir esas oglan.....

esas oglan filmin ortalarinda soyle birseyler dedi: 
- hayatima sifirdan, yeniden baslamak istiyordum, ve geldigim noktaya bak... ne bekliyordum ki sanki: basrolde yine ben; ayni salak!

ve film su ozlu sozlerle bitti: 
- ask ve mutluluk surekli pesinden kosulan bir utopyadir, asla tam anlamiyla gercek olmaz. On dakikadan fazla mutlu olaninsa budalaligindan suphe edilmeli :)

Fazlasiyla karikaturize ve absurd karakterlerle dolu film en az on kere salonumuzda kahkahalarin cinlamasina sebebiyet verdi.. Ve tabi inceden mesajlariyla da yureklerimizi sizlatti.

tesekkur ederiz.

Ustune gitmeyi planladigim 2. film 185 dkdan uzun oldugu icin yaktim bileti.. - ayip ettim, evet.

Bizimkiler balik koftesi diye bir sey yapmis. Balik duskunlugumu bilen bilir, bu spesiyali tatmadan bu geceyi bitiremezdim!
Bir de baktim canim ailem tvde Canim Ailem'i izlemekte.. 2 haftadir izlemiyordum, olaylardan kopmusum.. Seyhana asik olan adamlarin hepsinin yuzunu kedi tirmalamis :)) artik ne olduysa.

Yarin 19.00da Absudistan'da festival maceramiz devam edecek. 
Onu da cok merak ediyoruss.. Cikista biralar senden, benden, bizden.

Obama beyler de dun semtimizi senlendirdi. Bu ziyaret Besiktas emlak piyasasini hareketlendirir mi bilemem ama ilk defa penceremizden iceriye bakan helikopterler gorduk sayesinde sagolsun.

life is life!
fund

5 Nisan 2009 Pazar

sevgili gunluk

cuma aksami Vedat Sakman'in canli performansini izledik.

Bi arkadasimiz kendilerine gitarla eslik ediyorlarmis, bahane edip gidiverdik. Cezayir Sokaginda asagida bir yerlerde Sakman isimli gece kulübünde (ismi cok yaratici di mi, sahibi de kim acaba??) 1 ay daha her cuma program yapmaktalarmis, sonra Bodrumda ayni duzenegi kuracaklarmis... yazin geldigini ortalikta 'Bodrum' kelimesinin dolasmaya baslamasindan daha net kavriyoruz..

Sokagin adi Cezayir sokagi mi Fransiz sokagi mi, cezayirin fransanin somurgesi olmasinin sokagin ismiyle iliskisi, cezayir sokaginin adi neden cezayir sokagi, bir sokagin adinin turistik degeri gibi bitmek bilmeyen bir taxici geyiginden sonra sokagimiza varabildik..

Vedat Beyden once nefis- leziz- temiz muzik karsiladi bizi.. Men in Funk grubundan tanidigimiz Cagdas Ozmen ve saz arkadaslari sayin Sakman sahneye cikmadan once tertemiz bi soundla 4-5 sarki caldilar. Cagdas Ozmen beyler album hazirligi icindelermis, mainstream funk albumu olacakmis. iyi birseyler cikacagina eminim.

Sakman beyin Leman Sam ile soyledigi Herneyse sarkisi icimi ezdi. Nefisti.. Daralmak istiyorum diyorsaniz sarki icin burdan yakin..

Ordan Monoya gittik. Mono da bi guzel caldi, 80lerin kose tasi olmus butun sarkilari dinledik, adeta yildizlar gecidiydi. Insanlar o zamanlar ne cesur klipler cekmisler, hepsi ayri olay hakkaten..

Ve finalde Nizam'da iskence corbasi ictik. sahaneydi. pisman degilim!

Cumartesi gunu erken saatlerde hanemizdeki yapim onarim calismalari ile basladi. Pimapenciler geldi evin alti ustune getirdi.. Ustune bi de temizlik, yediler cumartesimizi derkennn;
2 numarali kankam Asli hanimlar tesrif ettiler, sonuc: kahve laklak ve dedikodu...

aksam mahallemizin bari KafePi'de guzel bi zirve yaptik.. 3 numarali kankam bascemkirik seline hanimlar ve kasim beylerle dunyayi kurtardik.. barmen bizi sevdi bi suru shot ikram etti sagolsun. Muzik uzmani selin hanimin iddiali ihtarlarini dinlemeyerek son anda bi gaz yakalayip Yuksek Sadakat konserinde bulduk kendimizi.

Orda da rahsan hanimlar cigliklarla karsiladi bizi.. guzeldi konser. duygusaldi.
'Ben seni arayamamm' diye bi ciglik attim, walla 2 kere caldilar sagolsunlar.
Mekan doluydu.
Son sarkida vokalist parmagiyla beni gosterdi anlamadim, megerse final sarkisini seyirciyle beraber soyluyorlarmis. beni secmis pikacu ama ben anlamsiz hareketler yapinca baskalarina soyletti sarkiyi. Sahneden indi dolasti falan seyircinin arasinda, guzeldi..

bi ara vokalistleri 'ailemde 4 kisiyi kaybettim, hayat zor' tadinda birseyler dedi. nedir bilmiyoruz..

yerli mali yurdun mali canli muzikler dinledik ozetle. finalde yine Nizamda iskence corbasi ictik. Garsona "ben bi tane iskenCe corbasi istiyorum" dedim gercekten, anladi wallahi :)) iskembe corbasi konsepti 2 gece ust uste yetti bana, 6 ay icmem kanimca.

ve pazar: supper bi film izledim: 3 Bilge Adam isimli bir finlandiya yapimi. gayet iyiydi, hatta festivalin en iyilerinden olabilir..
festival gibisin katilmak istiyorum diyorum ve bundan sonraki filmlerimi de merakla bekliyorum!

evimdeki tadilat gazi devam ediyor, insanin babasi (nam-i diger: Hamdi Yuzbasi) insaat muhendisi olunca hayatinin bir kismi tadilatla gecmek durumunda kaliyor sanirim. simdi de kucuk tuvaleti bilmemne yapcakmisiz, hadi bakalim..

yillar yorgan ben yastik.

kolay olsun hersey isterim.

sevgi sart!

ve youtube'u acsinlar, dovucem walla

sevgiler,
saygilar,
fundalarr.
-----------
*3noktabir dagilmis, piyasada rakibim kalmadı :))

Patience Hodgson and The Grates ;)



biz bu sarkida gordugunuz sirin mi sirin kizimiza sirketce hasta olduk.. ne guzel bi time to to pretend coveri olmus di mi.
kendileri Avustralyali Grates grubunun vokalistleri. ismi Patience Hodgson.
Gravity wont get high isimli albumlerini dinlemekteyiz.
isbirlikcilerimin blogu olmadigi icin ben bu guzelligi sizinle paylasmak zorunda kaldim :)
sevgilerr
fund

2 Nisan 2009 Perşembe

Depeche Mode - Sounds of the Universe



Efsane grup Depeche Mode 4 senelik uzun bir sessizliğin ardından beklenen albümleri “Sounds Of The Universe”u 20 Nisan’da dinleyicileri ile buluşturuyor..muş..
Biz biraz erken bulustuk albumle galiba :)
an itibariyle dinlemekteyiz..

biliyorsunuzdur zaten; 14 mayista Santralistanbul'da Depeche Mode konçertosu gerceklesecek.. heyecanla bekliyoruz! ondan once de bir suru babylonda surda burda depeche mode partileri vesaire var. depeche mode seviyesi yogun bir donem olacak gibi.
nisan mayis aylari, gevser gonul yaylari..
eglenceli olabilir.
hayirlisi kismet.
----------
LITTLE SOUL sahane. bi de PEACE'i sevdim...

my little soul will leave a footprint...............

1 Nisan 2009 Çarşamba

The Girl and the Robot



son album Junior'un 2. klibi olarak benim sarkima klips cekmisler. tesekkur ederiz.
Yılın 2. yarısında bir de Senior albumu gelecekmis, duyrulur...

bu arada MISS IT SO MUCH da cok guzel, tavsiye edilir..

yukaridaki calisma da guzel ama esas klips icin burdan: http://vimeo.com/4745849
hastasiyim sarkinin ulen

bugun hic bir yerde yokuz


kapaliyiz.
1 nisan sakasina gittim gelicem.