26 Eylül 2008 Cuma

hayranlık yazısı

bu bir hayranlik yazisidir..

ben hakan kursun'a hayranlık duyuyorum.. kendisini tanimam, hakkında magazin degeri olan hicbisey de bilmem.. 2 tane albumunu dinledim sadece.

hakan beyin ilk albumunu, universite 1. sınıftayken rahmetli arkadasim eser (nami diger kel kevser) hediye etmisti bana. albumun adı kaos. ben istanbuldan bulamamistim da o bana bursadan getirmisti..

tvde cikan
"bogazin usstunnndeee yürürrkennn
mehtap ışıgınııaaa söndururkennn,
atesle oynama dedim oynamadinnn kiii" diyen delinin tekinin klibini izleyip "pha lan noluyo nerden cikti bu" diyip atlamistik.. o zaman turkiyede olacak sey degildi bence, tipki ayni etkiyi bunyemde yaratan bir baska olusum"unlu" gibi..
neyse sevdik, ergenlikte kanimiza girdi kisaca..

tahminen 2-3 yil once "kutle" albumunu (2. albumunu) cikardi.. o album de guzel.. acilis sarkisi superdir mesela, soyle der genc sair "bosu bosuna" isimli sarkisinda;





"okyanus dalgaları
içimde dalgalaniyor...
bosu bosuna aglama eski gunlerin ardindan
cunku gelmeyecekler aslaaa,
asssla"

dun sipor yapmak maksadiyla dolapdere sokaklarini arsinlarken, rastgele geldi yine bir sarkisi aypoduma, hafif de yagmur ciseliyordu, sarkinin ismi Böcek'miş..
soyle diyor;

"Bir Adım özgürlük parayla satılıyor
Sahil cehenneme çevrildi
Geçitlere ağ gerildi
Küçük insanların küçük hesapları bir devi çökertti
Evler eğrildi
Diller kavruldu
Aşk yasakları sardı bütün ülkeyi ve gece kayboldu
Bir çivi çaktılar yedi kişi
Bir kuyu doldurdular on kişi
Geçmişi unuttular şimdiyi unuttular
Küçük çıkarları için
Şimdi saklanıyorlar
Bir gökkuşağının sonunda"

son olarak elimdeki tek veri şu sanirim;
last fm'de 475 kişi yaklasık 6500 kere dinlemis.. onlardan biriyim, hem de yillardir..
baya dusuk bir rakam aslinda, ama yani kotu bir durum yok, populer olmak istese olurdu zaten diye tahmin ediyorum.. para pul, tanidik, camia vs sorunu yok abimizin, unlu plak sirketi EMI'nin genel muduruymus zira..

kimseye bisey tavsiye etmemektir prensibim ama hadi ediyim
dinleyin hakan abimizi, caniniz isterse ve hala dinlemediyseniz..

25 Eylül 2008 Perşembe

R2-D2

"yeni baslayanlar icin starwarz" filmleri evimizde gosterime girmistir..

hayal meyal hatirladigim ve de zamanında cok da yakalayamadıgım malum saheserleri vizyona girme kronolojisiyle izlemeye basladikkk..
ev yapimi yagli tuzlu popcorn, kolazero, sans fistigi ve her efekte sicrayan kedomuz pampiş hanım eşliginde evde starwarz izliyoruz.. pek mesuduz..
harrison ford'un oyunculugu ise izlemeye deger, yani sahanin eski programlarındaki canlandirmalardaki kalitede degerli bir oyunculuk :) abartili tepkiler, el kol hareketleri fln neyse :) bi de harrison fordun co-pilotu peluş yaratiga hastayim ehehe harbi ne işe yaradigi henuz belli degil, "aaghh uuu muoaa" fln diye esek gibi anirarak bize biseyler anlatmaya calisiyo ama yani ne bileyim, renk olsun diye koymuslar heralde filme.. belki de ilerde cok muhim işler basarirr su an bilemiyoruss
2. filmdeyiz, efenim ben kendimi hemen artuditu (R2-D2) ilan ettim bile ehehe. karakterimle ortusuyor wallai billai..

kutsal bilgi kaynagimiz eksisozlukte bir yazarimiz ne demis bakiniz R2-D2 hakkında;

"star wars serisinin olmazsa olmazı ve tüm denklemlerinin değişmezi. eğer o olmasaydı ne imparatorluk yükselirdi ne de yenilebilirdi. kısaca galaktik evrenin gandalf ı dır kendisi. ek olarak starwars serisi oyuncaklarda en çok tutulan şahısdır"-- helal olsun!

heyecanimi mazur gorun, ama heyecanliyim walla yapicak bisey yok,
bakiniz R2-D2 gibi konusmak istiyosaniz asagidaki linke tiklayip bu dili cozebilirsiniz..


ehehe
sagicakla efenim..
aksam 3. filmden devam, arzu ederseniz buyrun beklerizz

22 Eylül 2008 Pazartesi

ask uzerine kisa bir film

Magda: So you're in love with me?
Tomek: Yes
Magda: Then what do you want?
Tomek: Nothing
Magda: You wanna kiss me?
Tomek: No
Magda: You wanna sleep with me?
Tomek: No
Magda: Then tell me what you want!
Tomek: Nothing

19 Eylül 2008 Cuma

instant pleasure

Icinde bulundugum sartlarin bazılarının ne kadar iyi oldugunun farkinda miyim? (misal, bugun cuma)
Ve icinde bulundugum sartlardan bazilarinin ne kadar kotu oldugunun? (misal, 2 gun sonra pazartesi)
Ve icinde bulundugum sartlardan bazilarinin ne kadar beni guzellestirdiginin?
Ve bazilarinin ne kadar beni uzdugunun?

Dun ve bugun cok guzeldi, hatta pek guzeldi...
Guzel insanlar ve boş geyikler bana cok ama pek iyi geliyor...
geyik yapmaktan accayip zevk aliyorum..
rehabilitasyon..

Gunun sarkisi: Rufus Wainwright- Instant Pleasure

soyle demis ozan;
I don't want somebody to love me
Just give me sex whenever I want it
'Cause all I ask for is instant pleasure
Instant pleasure, instant pleasure
(yanlis anlasilmasin, cok neseli bir eser, zabahtan beri dinnliyos burda)

Gunun menusu: roka corbası, palamut salatasi, turk kahvesi, afiyet oldi
Gunun potansiyel eglencesi: taxim taxim taxim & vira vira bira
Hava durumu: dısarda parcalı bulutlu, icerde shiny happy !

Yarin sinan abimizin dogumgunu kop kop kop yapalim diyoruz.. kismetse.. (bakiniz sagdaki fotodaki kapsonlu sahis.)


Hersey yolunda, ve yeterince guzel..
Saygi sevgi vesaire..
adnuF ayaK

17 Eylül 2008 Çarşamba

eksi sozluge sorduk

adinizi eksi sozluge yazdik; siradan bi vatandas olan arkadaslarimizin adini yazinca onlari anlatan bisey cikmadi..

eksi yetkilileri eli bos gondermek istemediler, 'oyle bisey yok ama soyle bisey var' dediler...
biz de eglendik, bakalim sizi bulamadiysak hazreti eksisozluk sizin adininizin yerine bize ne onermis :)

bahadir yilmazlar: basarisiz dograma-- bence olur :)
funda kaya: findik yagi
ozlem menekse: on bellekleme
sinan tinar: sigara bira-- karakterle ortusuyor
emir erunsal: enine boyuna-- bu da iyi
asli akbulut: afrika turku -- bu ne abii
berkay ozcan: bedava corba-- ahahahah

iste boyle ne umduk ne bulduk aksam aksam
wala bana inanmiyosaniz yazin eksiye adinizi, bakinn
:)

we dont need no ajitasyon

gunlerdir pek de iyi oldugum soylenemez..
daha dogrusu iyiyim de super oldugum soylenemez.. (bu cumleden kizimizdaki beklentilerin ne kadar yuksek oldugunu anliyoruz sayin seyirciler)

neyse ki bu aralar yine sık sık film izlemeye basladim,
son 10 gun icinde 4 ay 3 hafta 2 gun, die welle, fantastik dortlu, be kind rewind ve broken english filmlerini izledim hatriladigim kadariyla... yine eski film izleme tempoma donuyorum yavas yavas.. filmekimi de geliye zaten....

bugunlerde esas isimiz, cok sevdigimiz hocamiz (gecen bahar seminerine katilmistik) seyfi teoman'in Tatil Kitabi'na gitmek.. cok merak ediyorum, hocamiz diye demiyorum baya da odul almis filmle, hem de ilk filmiyle, helal olsun.. mutlaka izlemeli...

4ay3hafta2gun beni bitirdi.. cok uzuldum, en az 5 tane sigara ictim daraltidan, tirnaklarimi yedim.. kadinlarin asagilanmasi konusu beni cok etkiliyor zaten neden bilmem, yani etkilemesi normal de :) diger konulara gore daha bi duyarliyim nedense, neyse iste cok fena oldum..
-spoiler-kizimiz kurtaj derdinde, kurtaj yasak, romanyadayiz, sigara yok, oteller leş, kurtaj parasi yetismeyince isin icine baska anlaşma platformlari giriyor vs- yanilmiyorsam film cannes'da butuk odul almisti.. basarili bir calisma, juriye katiliyorum..

be kind rewind da guzeldi guldum, eglendim kendi capimda, bu filmi bertan, bahadir ve tolgayazan uclusune siddetle tavsiye ediyorum, kendilerini bulacaklardir, mutlaka izleyin.. (psycho 3'un cekimlerine hemen baslayacaksiniz!)

ama broken english'i daha cok begendim..
film hem bridget jones gibi, kadın izleyicinın kendisini kolayca ozdeslestirebilecegi bir sekilde ve trajikomikce akiyor, hem de onun gibi klişe degil, işin ucunu beyaz atlı prense degil, daha guzel bir yere bagliyor..
basrol kadin oyuncumuz kotuydu, yani cok fazla teatral oynuyor gibi geldi... paris sahneleri superdi.. vs..vs.. izlersiniz...

su an turkiye ortalamasındaki her 5 kişiden biri gibi ben de orhan pamukun yeni kitabini okuyorum.. onun hakkında da yazacagim iki satir, ama bitsin, henuz ucte birinde bi yerlerdeyim..

evet ajitasyona ihtiyacimiz yok, hersey yolunda ve yeterince iyi! sadece manyakca suppperr deil.. yani zaten nasil olsun, adrenalin bagimlisi gibi, tehh.. pehh..
ne de olsa mevsimlerden sonbahar..
:))
operge

8 Eylül 2008 Pazartesi

dunyanın butun ciceklerini diyorum, butun ciceklerini ogretmenim!

Aveyagları'nda işe girdigimde oryantasyon programi yapmislardi ve arada katılım olsun hesabı bazı 'enteresanlıklar' talep ediyorlardı.. mesela “bugun burda kendinize bir mektup yazin, biz size onu 1 sene sonra postalayalım!” gibi.. 6 ay/1 sene sonra kendime yazdigim o mektubu almak hakikaten enteresan olmustu.. kabul edeyim.

Oryantasyondaki baska bir enteresan talep de herkese absurd sorular sorup cevaplarını uluorta konusmaktı..
benim sorum: “hiç olmayan bir sey/icat hayal edin, ne hayal edersiniz"di..
benim aklima anlamsızca dunyadaki butun filmleri, sarkilari, kitapları vs bir tane microchiple beynime yuklemek geldi.. bi de utanmadan bunu hic tanimadigim 50 kişiye yeni basladigim bir sirkette soylemek durumunda kaldim.. aslinda o zaman bendeki potansiyel arizayi ve kafa kopuklugunu anlayip, nobetcileri cagirip “bu arkadas buraya uygun deil” demeleri lazimdi da neyse, 2 senedir bir sekilde gelip gidiyoruz iste...

Asil diyecegim su, bugun okullar acildi, mudurler konusuyor, genclige hitabeler okunuyor, sesleri buralara geliyor vs...
bilmeden beynimizin duvarlarına cesitli cagrisimlar cagiriyorlar...
ben de kendi gencligime hitabetmek istiyorum.. ayni cumlelerle...

ey gencligim! Butun tersanelerine girilmis, butun kalelerin zaptedilmis, ruhunun her kosesi isgal edilmis olabilir.. ve bunu yapanlar dunyada emsali gorulmemis bir galibiyetin/sistemin mumessili olabilirler...”

Cok dokunaklı oldu...

Herneyse, oryantasyondaki mikrochipi icat etmek uzun surebilir,
zaten o bir arac,
esas amac belli:
En guzel filmleri izlemek, butun en guzel sarkilar dinlemek, butun sehirleri, daglari manzaralari dolaşmak, butun cicekleri koklamak, butun kitaplari okumak, butun sporlari yapmak, en guzel muzikleri yaratmak, aptallaşmak, dağılmak........

Cokca Pazartesi sendromu kokan bu yazim aynı zamanda fazlaca romantik de oldu sanirim.. (not only.. but also..)
Ama iste napalim bugun de burdan esti..

Operim siz sadik okuyucularimi teker teker yanaktan...
fundalikk

5 Eylül 2008 Cuma

naparsın ekmek parası

bizim sirkette hakan arkadasimiz var.. internet islerimizden sorumlu, kravat takamayan sorunlu bir kişi kendisi...

yine ben bir gun blogum hakkında atip tutarken bu blogdan nasıl para kazanip koseyi donecegimi vs anlatirken, hakancigim blogumdan reklam geliri elde etmemin kac firin ekmek yedikten sonra olabilecegini acikladi bana sagolsun(bir nevi suratima carpti)...

neyse akabinde cikardi 1 ytl verdi uzulmeyeyim diye, "al benim reklamimi yap" dedi..
ben de burda simdi onun haberi olmadan reklamini yapiyorum...

hakan! verdigin o 1ytl ile simit aldım, afiyetle yedim, sagol buyuksun!

** ve reklamlar**

  • hakan nefis bir insandir
  • kalın kece kalemlerle defterine notlar alir
  • bizim pek anlayamadıgımız internet odulleri alir
  • kravat takamaz
  • gomleklerini asla utulemez
  • ama sahanedir
  • bu bir reklamdır
  • ahan da fotosu

2 Eylül 2008 Salı

hosgeldin ramadaaan


konumuzla alakası olmasa da ramazan deyince aklima geldi

"seni hic unutmayacagim emir erim saban...."

aksam bulsak da seyretsek mi ya :)