8 Ekim 2009 Perşembe

she's like the wind-- ya da (500) days of summer

dun aksam (500) Days of Summer filmini izledik..
Altyazi dergisinin on gösterimiydi, kendilerine tesekkuru borc biliriz..

Acıkcasi filmle ilgili beklentim cok cok yuksekti.
Soyle uzun zamandir agiz tadiyla bi romantik komedi izlememistik, ustelik soundtrackini de öve öve bitiremiyorlardi..

konumuz su: "erkek kiza asik olur, ama kiz erkege aşık olmaz... ve olaylar gelisir.."

milyon defa işlenmiş bir konu, evet.. dolayisiyla nerden, nasil baktigin, nasil ele aldigin pek onemli.

asagida filmin fragmani var efendim.






ben sahsen filmde cok guldum, sevindim, derin derin iç çektim vs...

sahne sahne anlatmiyim simdi.. yazik olmasin..

soundtrack de guzel..
The Smiths sarkilari zaten filmin ekseninde..
soundtracki dinlemek icin boyle buyrun: http://www.500daysmusic.com/

soundtrack'ten favorim tabiki de rahmetli Patrick Swayze'den "She's like the Wind" :))
ortada giren saksafon falan, beni benden aliyor, ciddiyim!
filmin ozeti de bu sarkinin sozlerinde..

Basrolde oynayan kizimiz (Zooey Deschanel) aynı zamanda She&Him grubunda sarkilar icra etmektelermis. Gecenlerde birkac sarkisini dinleme firsatimiz olduydu, sevdikti.
buyrunuz myspace'leri
kizimiz artistik ve cool, evet..

filmde kiz ve erkek ayrilirken kizimiz "Sid ve Nancy'e döndük!!!" diyerek isyan ediyor, komik sahnelerden birisi.. Sid, bildigimiz Sex Pistols Sid Vicious..

bu komik gondermeye gulmusken bir baska rahmetlimizi daha vikipedi'den biraz daha detaylı hatirlayalim:

"10 Ekim 1978 Sid'in hayatı için bir dönüm noktası oldu. Nancy Spungen'in bıçaklanmış cesedi kaldıkları otel odasında (Chelsea Hotel) bulundu.100 numaralı odada Sid yakalandi 2. düzeyden cinayetle ve hemen ardından kefaletle serbest bırakıldı. Soruşturmanın ardından polis, cinayetin uyuşturucu satıcıları arasındaki bir antlaşmazlık sonucu işlendiğine karar verdi. Duruşma zamanını beklerken Sid'in firar ettiği haberi geldi ve 2 şubat 1979'da cesedi bir otel odasında bulundu. Yüksek dozda eroinden ölen Sid, 21 yaşındaydı."

neyse ne diyorduk..

evet, hmmm..

filmde aska inananlar var, inanmayanlar var..
ben sahsen inanirim..

ayrıca ruh esinizi kucaginiza dusurmenin formulu de bulunmus:) yani filmin boyle bir iddiasi yok ama aynı sey 3 kere tekrarlaninca ben kendimce oyle yorumladim..

formul su:
"birisini kendinize asik etmek istiyorsaniz, tanısma diyalogunda onu kalbinden vuracak, cok ilgilendigi bir ilgi alanindan bahsetmelisiniz. eger bunu basarirsaniz ruh esiniz kucaginiza dusmus demektir!"

soyle ki:
ilk olarak oglumuz kizimiza asik olurken Smiths muhabbeti donuyor ve "vaaay sen de mi Smiths seversin" diyip oglumuz hop kizin aglarina dusuveriyor.
2. ask vakasinda kizimiz bizim kim oldugunu bilmedigimiz ruh esini buldugunda, Dorian Gray okuyor. ve adam hoop a cok guzel kitap falan diyip manitayi omur boyu bagliyor.
ve son olarak 3. ask carpismasinda sehrin kesfedilmemis en guzel yerleri uzerine bir ortak nokta bulunuyor vs vs..

kemal sunal'in bi filmindeki "kiz tavlama sanati" kitabi geldi aklima, guldum simdi.. hani ahu tugba'yi bi turlu tavlayamiyordu, "cok guzel dansederim, israr ederim" gibi seyler diyordu ..

neyse biraz daginik kafam, toparlayamadim yaziyi..
keselim burda en iyisi..

dun gece tansiyonlu bi ruya gordum! ayyy diyerek sicradim ve uyandım!
peki bu bilgi sizin ne işinize yarayacak??
bilmem..
operim
fundalar

1 yorum:

cabeza de turco dedi ki...

guzel filmmis izlemis kadar olduk ... zaten izlemis olmayayim bugunlerde psikolojime, hayat ritmime iyi gelmiyor boyle filmler... evet o bilgi ne isimize yarayacak? Ama zaten bloglarda yazan diger bilgilerin cogu ne isimize yaracak?

yedigin, ictigin, izledigin senin olsun, sen bana nasil oldugundan haber ver arkadasim demek istiyorum mesela. O zaman da tansiyonlu ruya bilgisi bana buradaki en degerli bilgi gibi geliyor... neyse ben de kafayi toparlayamadim. Laflari da keza... Sizleri pek cok ozledim deyip buraya nokta koyuyorum. bu arada assagidaki kelime dogrulama kismindaki kelime "somurtu". Cok anlamli oldu he he...