11 Ekim 2010 Pazartesi

film socialisme

Godard'in bu son filmini herkes merakla bekliyordu, elbette biz de.
gittik gorduk.

cok karisik olan bu filmi super anladigimi iddia edemeyecegim, tek bildigim sinemadan cikinca boyle bi film yapildigi icin duydugum yogun gurur hissi ve bundan sonraki hayatimda serseri olmaya karar vermem. bunu da bir sigara yakarak kutladim hatta.

film 3 bolumden olusuyor. ilk bolumde bir gemide yolculuk yapan berbat turistlerin turlu turlu rezilligine tanik oluyoruz. casino, rahip, disko, yemek kuyruklari sahneler falan cok acikli gercekten. bu gemi bir cok limana ugruyor ve bu liman sehirlerini de 3. bolumde tarihteki anlam ve onemleriyle yine aniyoruz.

2. bolumu eksi sozlukculer genelde sevmemis ama benim nedense en sevdigim bolum oldu. burda da bi aile var, garip diyaloglar kuruyorlar, kararlarini bizlerden daha farkli aliyorlar. cocuklar kultur patlamasi yasamis, sanatsal bi melankoli ruh haline cok erken girmisler falan. bi de televizyoncular var, bunlarin gunluk hayatiyla ilgili cekimler yapmaya calisiyorlar. programi yapan kadin 'biseyler uretiyorum' hissinde ama fason.
neyse bu bolumu sevdim ben.
ozgurluk esitlik falan baya biseyler tartisti bu ailedekiler. anlayabilene askolsun tabi.

walla zor film. gidin izleyin diyemem. ama bi yandan da carpiyor iste. neye carpildigimi ise dile getirebilmem cok imkansizzz.
fundanizz

Hiç yorum yok: