13 Kasım 2010 Cumartesi

pampis hanim evine geri dondu.
facebookta duvarima yazmis oldugum: 'kizim bunu okuyorsan evine don' mesajini gorup gelmis, oyle dedi. feysbuk iste yaa, buyuk olay!

sesi kisilmis bagirmaktan.
2 gundur antibiyotik igneleri yiyor ve de igne yapilirken altina isiyor kekom.

neyse atlattik
mutluyuz, saglikliyiz, hep beraberiz yine.

boyle iste,
fundalik

6 Kasım 2010 Cumartesi

gez gez nereye kadar arkadasim yaa

25 Ekim 2010 Pazartesi

bugun uzun zamandir gormedigim bi arkadasimiz 'gelismeleri blogundan takip ediyoruz' deyince blogumun okunmasindan duydugum mutlulugu hatirladim.

serefine birseyler yazayim.

kisaca; hayat iyi gidiyor.

derslere girip cikiyorum
hic anlamadigim makaleler okuyup oha lan bunlari dusunen, yazan insanlar maniyak olsa gerek diyorum.
ekseriyetle 02.00a.m.de yatiyorum 10.00a.m.de kalkiyorum.
hergun biseyler izliyorum ve mecburen ya da keyfimden biseyler okuyorum
evde cok takilmaktan cok camasir yikamaya basladigimi kesfettim
fazla bisey yok gordugunuz gibi.

cumartesi babylondayim! post dial konserine giderozz!
beklerizz

fundik

22 Ekim 2010 Cuma

bu gece

bu aksam truman show'u (kaan tarıman) izledik.
es dost eglendik keyfimiz yerine geldi.

beatles, mfo, michael jackson coverlari icine yedirilimis bir kaan tariman albumu dinledik. super dedik!
yagmur ve inonu stadyumundaki kalabalik nedeniyle 45 dakikada besiktastan taksime gittik, eyvallah dedik
hic tanimadigim birisi benim lezbiyen oldugumu iddia etti, hoppala dedik.

eglendik geldik
tesekkur ederiz.
fundamental

11 Ekim 2010 Pazartesi

film socialisme

Godard'in bu son filmini herkes merakla bekliyordu, elbette biz de.
gittik gorduk.

cok karisik olan bu filmi super anladigimi iddia edemeyecegim, tek bildigim sinemadan cikinca boyle bi film yapildigi icin duydugum yogun gurur hissi ve bundan sonraki hayatimda serseri olmaya karar vermem. bunu da bir sigara yakarak kutladim hatta.

film 3 bolumden olusuyor. ilk bolumde bir gemide yolculuk yapan berbat turistlerin turlu turlu rezilligine tanik oluyoruz. casino, rahip, disko, yemek kuyruklari sahneler falan cok acikli gercekten. bu gemi bir cok limana ugruyor ve bu liman sehirlerini de 3. bolumde tarihteki anlam ve onemleriyle yine aniyoruz.

2. bolumu eksi sozlukculer genelde sevmemis ama benim nedense en sevdigim bolum oldu. burda da bi aile var, garip diyaloglar kuruyorlar, kararlarini bizlerden daha farkli aliyorlar. cocuklar kultur patlamasi yasamis, sanatsal bi melankoli ruh haline cok erken girmisler falan. bi de televizyoncular var, bunlarin gunluk hayatiyla ilgili cekimler yapmaya calisiyorlar. programi yapan kadin 'biseyler uretiyorum' hissinde ama fason.
neyse bu bolumu sevdim ben.
ozgurluk esitlik falan baya biseyler tartisti bu ailedekiler. anlayabilene askolsun tabi.

walla zor film. gidin izleyin diyemem. ama bi yandan da carpiyor iste. neye carpildigimi ise dile getirebilmem cok imkansizzz.
fundanizz

8 Ekim 2010 Cuma

Insanlar ve Tanrilar

bugun havane bicimdi yaa!

bugun insanlar ve tanrilar- of gods and men- isimli guzel filmi izledik, ancak hava sartlari nedeniyle 2. filmimiz Hirsiz'i kacirdik malesef.

insanlar ve tanrilar guzel bi film olmus, tesekkur ederiz.

filmden cikarken bi teyzemiz 'filmi cok uzatmislar ama iyiydi' gibi bi yorumda bulundu. aslinda filmin ritmini anlatmak icin guzel bir ozet. agir, sakin, sinirli dialog uzerinden filmimize guzel bi giris yaptik zira.
konusu ve ismi ilk bakista aslinda biraz insani urkutebiliyor, yine antinkuntin bi filme geldik kesin, yok kesislerin hayati, yok tanrilar falan bin tane metafor izleme ve anlamlandiramama riski var. ancak butun bunlarin aksine gayet insani ve politik bi film izledik.

7 tane Hristiyan kesisimiz tum iyi niyetleriyle Musluman mahallesinde salyangoz satmaya niyetlenmisler. daha dogrusu savasin ortasinda kalmis musluman halkina iyi niyetleriyle ilac, moral motivasyon vermeye gelmisler. bir yandan da saf allah sevgisiyle hafiften siyirmislar, ayin ustune ayin, dua ustune dua, binbir seremoni ve dunyevi zevklerden arinmis mutevazi hayatlariyla canlarini ortaya koymus yardim etmeye calisiyorlar. ancak hristiyan olmalari nedeniyle pek cok politik krize gebe bir noktadalar ve aslinda bir tahrik sebebi de olusturuyorlar.

bu kesislerimizin psikolojilerini, koyu terketme karari vermelerindeki gelgitlerini, politik ortami, askerleri, gerillayi, savasi ve halki oldukca guzel ozetleyen bir film olmus.
biraz kesislerin ayinleri seyretmek beni sahsen baysa da insani ve politik boyutu guzel harmanlanmis bu filmimizi sevdim.

filmekimi organizasyonunda da iki bok atmadan gecemeyecegim.
yerimiz berbatttiii!! ilk gun sabah 11de bilet almamiza ragmen ekranin sol kosesini merdivenler kesiyordu. olacak sey degil.
salon full'du.
ve butun filmekimi biletleri her seansta tukenmis, buna da inanamadim. islak paltolarimiz kucagimizda sikis-tepis izledik filmi.

fenalik.
yapacak bisek yok

peki ask var mi?
var

operim
funda
evet gencler filmekimi maratonumuz basliyor

benim sectiklerim soyle:
- insanlar ve tanrilar
-hirsiz
-carlos
-sosyalizm
-nefes nefese
-mezara kadar
-amcam onceki hayatlarini.. bisey yapiyor
-benim guzel oglum
-turne
-atesli oda
-montpensier prensesi

size de basarilar dilerim her turlu secimlerinizde.

27 Eylül 2010 Pazartesi

hayat rutine bindi yine hafiften
hadi bakalim

24 Eylül 2010 Cuma

saygilarla..

sevgi dolu bir dünyam var, dört yanımda tüm insanlar
dünya malı neye yarar, dostluklarla yaşıyorum
şiirlerde romanlarda
gelmiş geçmiş zamanlarda
tamburlarda kemanlarda şarkılarla yaşıyorum
sevgilerden nakışlarla, mutlu mutsuz bakışlarla
kalpten kalbe akışlarla, alkışlarla yaşıyorum

ben de sevdim bir zamanlar içimde bin hatıra var
herkes hayatını yaşar anılarla yaşıyorum
ne köşklerde ne sarayda
ne dünyada ne de ayda
benim yerim çok uzakta dualarla yaşıyorum
şarkılara duygu seren çilelere göğüs geren
dertli gönüllere giren işte benim zeki müren

kimsesizlerin kimsesiziyim kimsesizim
yalnızların yalnızıyım yalnızım
dertlilerin dertlisiyim dertliyim
aşıkların aşkıyım aşıkım
ismim mesut göbek adım bahtiyar
yıllarca hep böyle bildiniz siz
mesut bahtiyardan şarkılar dinlediniz

19 Eylül 2010 Pazar

gitti guzelim iphone
haydan gelip huya gitti
caldilar wallai billai

17 Eylül 2010 Cuma

gencler bi suredir bi kisminiz akibetimi merak ediyor olabilirsiniz

buradan guzel bir haber verelim:

bahcesehir uni. sinema tv yuksek lisans programina kabul edildim.
cok sevincliyim!!

operim
funda

7 Eylül 2010 Salı

babalar, babuslar, gencler, moruklar, bayanlar, baylar, yavrularim;

u2 konserine gittik, livaneli'yle 'yigidim aslanim buuurda yatiiyorrr' diye bagirmadik da demeyiz artik.
bu hayatta bu gozler bunu da gorecekmis.

nefis konserdi, konserden cok muazzam bir sovdu diyelim.

fezaya o kadar cok isikli animasyonlar gonderdik ki zuzaylilar stadimiza inecek diye dusunmedik degil wallai.

ama gelmesi gitmesi trafigi yagmuru b.ku pusuru 6 saatimizi yedi walla, yorulduk.

saygilarimla,
funda.

30 Ağustos 2010 Pazartesi

gencler
yarin yollardayizz..

once gelibolu'ya kisacik da olsa ugramaca, Deniz hanimi babasina kavusturmaca, sonra ordan hoop Bozcaada!
cok heyecanliyim

temmuz sonlari gibi bu sicaklarda tatil yapamiyorum diye baya bir pislesmistim zira.

onun disinda hersey super.

nefis bi hayatim var diyebilirizz..
e hadi madem
fundalarr..

4 Ağustos 2010 Çarşamba

burdayim

selam gencler ve genc kalanlar..

fundamental ve pampis hanim moda'dan bildiriyor: hersey yolunda!
buraya ulasim biraz daha zor ve martilar daha bi buyuk sanki.

yaz sicak; butun yazimi -20 dereceye ayarlanmis bir plazamsidan gecirmeyeli 7 sene olmus.. ona alisiyorum.

soyle dertlerim var; bu inception'in imdb puaninin bi marketing kumpanyasi olmasindan supheleniyorum..

bu saatte uykum kacinca ise sehirdeki cingene pembesi ve mavi neon isiklarinin berbat goruntusune takiliyorum.. bi ara ben de salon pencereme neon yapayim demistim, iyi ki etmemisim.

biralar her zamanki gibi buzz gibi ve leziz..
ve ben her zamanki gibi genelde manik az biraz melankolik yola devam..

operim yanaklardan
fundalarr..

20 Temmuz 2010 Salı

dublorun dilemmasi

harika bir kitap okudum. Murat Mentes'in yazdigi 2005 model Dublorun Dilemmasi eger okumadiysaniz bir ara illa okumaniz gereken bi eser.

konusundan bahsetmeyecegim.. ama her bolum güzel alintilarla aciliyor.. 
iste bir kac alinti:

- hedefe ulasan herseyi iskalamistir. cok paraya sahip olanlarin acayip huzursuzluklari bundan..

-filozofun mesuliyetten kacma yetenegi, onu barbardan ayiran en kalin cizgidir..

-gencler olmayacak seylere heveslenirler, yaslilarsa hic vuku bulmamis seyleri hatirlarlar..

-hayat, maliyetlerini karsilamayan bir istir..

-evlilik, kazandigina pisman olacagin bir oyundur

simdi boyle yazinca salakca gorunebilir o odur bu budur muhabbeti, ama walla güzel kitap yaa..
tavsiye ederim!

-fundalik

19 Temmuz 2010 Pazartesi

helöö

ya şimdi Muse dinleyip gaza gelecek yasi coktan gectik dememek lazim.
patchwork'cu arkadaslarimiz Sziget ozel programi yapmislar.
Muse calanda biz gaza gelende.
yapacak bisey yok.

patchwork sziget ozel soldan tıklayanak dinlenebilir.

işi biraktigimdan beri yaptığım ilk tespit: haftasonlari ve haftaicinin aslında bir farkının olmaması.
her gun aynıymış. ona pazartesi sali diyen bizmişiz, aman bizi gidi bizi..

çalışmıyorum zannetmeyin, çalışıyorum.
her gun yapacak bi suru işim var.
hatta yetişemiyorum falan.

ama milleti cok ozluyorum ya, mesela şirkettekileri ruyamda gordum dun gece. melis pelin gunes ali aybuke ela vedya guliz ozgur falan. ruyalarda bulusuruz artık gencler.
baris seni gormedim, ama seni de severim, bilirsin.

herneyse
herkese muvaffakiyetler dilerim

simdilik bu kadar
carsamba bulent ortacgil 40.yıl konserine gidicem.
bakalım bakalım

oldu o zaman,
iyi geceler

2 Temmuz 2010 Cuma

insan insana benzerr, mi acabaa?


beni geçenlerde şu hanımefendiye benzettiler, (lauren bacall)
çok artis bi insan olmasi itibariyle gurur duydum..



ama eskiden beri daha çok şu hanfendiye benzetirlerdi, (sibel turnagöl)
bilmiyorum artık..

siz biliyorsunuz, wallahi ben bilmiyorumm..

1 Temmuz 2010 Perşembe

oh be!




işyerinde son haftama giriyorum...
ve artık rüzgarı arkama alabilmeyi umuyorum...

hadi bakalım
rastgele!

30 Haziran 2010 Çarşamba

oyy




yine nefis bir Glastonbury olmus bu sene
yine biz avcumuzu yaladik bu sene...

fotoların hepsi ve daha fazlasi

29 Haziran 2010 Salı

kapris sezonu kapanmistir!
ilgililere duyrulur...

16 Haziran 2010 Çarşamba

JMJ

dun aksam Jean Michel Jarre konserindeydik..

Jean abimiz muthis enerjik ve guleç haliyle genclere tas cikartacak bir performans sergiledi.

gecen yillar içinde kendi elleriyle icat ettigi elektronik oyuncaklarini bize birer birer gosterdi, caldi, zaman zaman çok hafiften baydi ama yine de cok enteresan bi geceye imza atti.

ornegin su asagida gordugununuz ışık hüzmesindeki her ışını bir telmiş gibi kullanarak elektronik harp caldi bize.



ya da bir boruya elini yaklastirip uzaklastirmak suretiyle (saniriz manyetik bir alan yaratmis) bir takim sesler cikardi... gibi...

sahnedeki alet edevatın her biriciği ise ben diyeyim 'klasik', siz deyin 'retro'..

herneyse guzel oldu..
saatlerce ayakta dikilmemizden baskaca bir sikayetim yoktur..

pastamizin kremasiysa, gun batımında besiktastan kurucesme arenaya deniz ulasimiyla giderken botta yudumladigimiz biracıklardı...

sevgiyle kalınız..

not: isminur hanım mesajınızı gordum, cok sasirdim ve sevindim..
geliyoruz bugun-yarin... sevgilerr :)))

16 Mayıs 2010 Pazar

merhaba

cok romantik bi ruh halindeyim sayin seyirciler..
yani hayata karsi.

bu mayis ayi beni hep boyle sersem yapiyor, her sene ayni hikaye, ayni terane.

ela'zigimin tavsiyesiyle Tom Robbins- Agackakan okumaya basladim bugun, baya guzel basladi.

hayatim cok guzel geciyor.
gunlerim.
ama duygusal olarak cok yogun ve agir hissediyorum bir yandan.
tasiyamiyorum bazi anlari..

sali carsamba bursadayim. kestane sekeri ve bibucuk alexander.

ciceklerim deli gibi acmis durumdalar, nefis.

kisacasi hayata dair herşey

her sene oldugu gibi bu sene de yaklasan dogumgunumle ilgili bi adrenalin sardi bunyemi. bakalim bu sene nasil gececek.

e operim o zaman

dinamo fm dinleyin!
saglicakla,
fundalarr..

27 Nisan 2010 Salı

cok zor bir donem gecirdik, gecirmeye devam ediyoruz.. 

Bahadir'i simdiden cok ozledik..
Bahadir gercekten nefis tatli bi insandi. Bi kere somurtup terslik yaptigini gormedim. Cok mutlu bi insandi.. Hep gulumseyen ve gulumseten bi kisiydi..

Bahadiri kaybettik. Uzerinden neredeyse 15 gun gecti.

Gercek gibi degil. 
Kabul etmek cok zor.

bu gunler garip gunler..
makro olaylar ust uste gelisiyor.
sok sok sok! flas flas flas!

abim askere gitti.. uzun donem..
ben neredeyse isi birakmak uzereyim..
hastane, cenaze atmosferi.
ve tahammul edilemez oldugunu tahmin ettigim acilar kucaga dustu, bogazda dugumlendi, kelimeler kifayetsiz kaldi.
ama insan garip iste
gercekten sayin sezyumun da dedigi gibi 'mutlu olmaktan baska yapacak birsey var mi, yok. yani var da, yok..'

boyle bir birakmislik icindeyim.
ve bugunlerde burada 'determinizm' yok.

guzel seyler de oluyor elbette.
yegenimi reklam cekimi finaline goturen annemin ve babamin, olayin detaylarini bana anlatirken duyduklari heyecan ve yuzlerindeki gulumseme..
sirkette degisen masa yerleri ve benim yeni yerimin super sote olmasi.
moda'ya tasinma planlarim..
gece barda otururken yan masamizda beliren sokak muzisyenleri..
yazin gelmesi, ciceklerimin acmasi, kedim Pampis hanimla uyurken ne kadar mutlu oldugum..
tatil planlarimiz..
guzel sarkilar..

bugunler de boyle gunler iste..

bir ordayiz bir burda
hayaller ortasinda..

19 Nisan 2010 Pazartesi

oyy...

22 Mart 2010 Pazartesi

post dial- you are not alone



post dial'in you're not alone isimli nefiz calismasi dun aksam itibariyle indirilebilir oldu.
indirdik..

*sway
*next big thing

beni benden alan sarkilar oldu.
tesekkur ederiz.
helal olsun.

yakın konser takvimi soyleymis:
3 Nisan @ Dogz Star
16 Nisan @ Roxy
13 Mayıs @ Babylon

dogz starla babylona gideriz derim.

albumu dinlemek icin siz de tıklayın. http://postdial.net/youarenotalone/

15 Mart 2010 Pazartesi

saglik, sinema ve ölüm

evet
bu haftaki yazımıza "saglığın kıymeti"ne değinerek başlayacağız değerli blog sakinleri.

sağlığımız cok onemli. pek kıymetli.
mesela ben cumartesi gecesi karnimin davul gibi şişmesi nedeniyle sabaha kadar uyuyamadim.
en son saat 5 sularinda kalktım aglamaya basladim..
iç organlarımın birbirini boğmaya calistigini dusunup daha bir uzuldum, duygusallaştım.
"patliycam galiba - hayat kısa" sloganlarıyla efkar sigaraları yaktım.

neyse ki pazar gunu bu gariplik gecti.
karnımızdaki balondan kurtulduktan sonra pazar gunumuze daha neseli devam edebildik.
ne mi yaptık?
kalktik sinemaya gittik. Scorsese'nin son filmi Shutter Island'i izlemeye.

Filmi pek sevdim değerli okuyucular..
diCaprio da cok iyi oynamış bence.

gerilim filmi atmosferinde sizi önce gerim gerim gerip, zaman zaman gerçeklikten koparmaya meyilli davranan, sonra da oldukça gerçekçi bir noktaya bağlanan, sag gösterip soldan çakan bir film..

salondaki bazi izleyicilerimizin "filmin sonunu cok iyi anlamadıklarını, filmde sıkıldıklarını" ifade etmelerine bakarak karmaşık ve kolay anlaşılır bir konusu olmadığını soyleyebiliriz sanırım.
ama guzel film.
wallahi billahi.

neyse efendim
keyfimiz yerinde

film festivali biletlerimizi de sectik. simdilik 20 bilet..
once alayim, size programımı yazacagim.






son olarak okurken perişan oldugum degerli Kaan Sezyum'un cumartesi gunu radikalde yayınlanan yazısının linkini paylasmak isterim.
sabir dileriz..
hayat ve anlamı

saglicakla,
funda

12 Mart 2010 Cuma

heyecanlı bekleyiş

7 Mart 2010 Pazar

dun bugun yarin

uzun zamandir ozel hayatima deginmedigim yazilar yazdigimi farkettim.
'nasil gidiyor gunler' sorusuna haydi bir cevap verelim..

cevap: iyi gidiyor..

su an sinan ve hevalin bizim icin sectiklerini Dinamo fmde dinlemekteyim..
pampis hanim ise duvarlarima yapistirdigim ne varsa sokme derdinde..

ben cok iyiyim..

yine bu haftasonu, uzun zamandir pek cok haftasonu yaptigim gibi, sirt cantama doldurduklarimla moda'ya haftasonu tatiline gittim.

cuma gecesi Karga'da karardim, cumartesi gunu Hasanpasa'da Gazhane diye bi yerde turlu turlu enteresanliklar yasadim ve pazar gunu evde sevgilimin dizinin dibinde oturdum.

haydi biraz detay verelim:

cuma gecesi Karga her zamanki gibi full depresif modunda kendi halindeydi. cok kalabalikti. ben ise nedense havaya pek giremedim. kargaya baka baka karardim diyelim..

--- ulan heval ve sinan cok guzel caliyolar yine, dinleyin..su an dinamo fm'de ya da her daim su linkte: http://thepatchwork.tumblr.com/

herneyse..
cumartesi gunumuz ise komple maceraydi. Hasanpasa'daki Gazhane denilen harabe mekana stop motion klibimsi olacak bi proje icin fotograf cekmeye giden insanlarin pesinden suruklendim.
Bu Gazhane'yi 5 tane araba otopark olarak kullanabilsin diye isletmesi icin iett'ye vermisler.

'biz geldik 3-5 foto cekicez' dedik kapidakilere, 'evrak eyyam kagit izin lazim' dediler... iyi dedik kiminle konusmak icabeder acep? sefle...

buyuk sef nerede?
ogle yemeginde, simdi git, bi saat sonra gel dediler..
peki dedik..

o bir saati hasanpasadaki Osmanli lokantasinda sultan tatlisi yiyerek gecirmeyi basardik. ve sonunda sefle tanistik. iett otobuslerinin tamir edildigi garip bir mekana girdik.. koskocaman hangar, bir suru iett otobusu ve onun tamircileri... gormeniz lazim.

neyse bir tane amcadan izin aldik ve sonunda Gazhaneye girmeyi basardik. cantamizi bir duvara yaslamistik ki guvenlik geldi, 'aman dikkat cantaya' diye uyarida bulundu.
bir de baktik ki o harabelerde sokak cocuklari ve cingeneler ikamet etmekteymis. ve elbette sokak kopekleriyle birlikte...

herneyse
yilmadik
fotolar cekilecekti! cekilmeliydi!

ama tam o anda yagmur yagmaya baslamasin mi? ve akabinde 2 dakika icinde dondurucu bir doluya donusmesin mi.....

hasili kelam, fotolar cekildi gururluyuz.. umariz dolu taneleri fotolarda cikmamistir.

pazara ise cok neseli baslamistim. dunya tatlisi cisli yaratik Opal'le yuruyuse cikmistik ki densizin teki asabimi bozdu ama gecelim simdi onu.

herneyse efendim.
pazarimiz 2 film birden'le gecti.
1932 yapimi Scarface ve ustune Sideways..

Sideways'in hastasi oldum. cok cok sevdim filmi.
tam istedigim gibiydi.
ve sevgilimle de tam istedigim gibiydim.
benden krali yoktu bugun.

boyle iste.
hayat yani..

guzel iste...

sevgiler
saygilarrr
ve fundalar...

2 Mart 2010 Salı

deneme deneme
buzzda cikacak misin merak ettim de
simdi bu ayki burc yorumunda diyor ki: belki radyo programciligana baslayacaksiniz, belki tv icin deneme cekimleri yapacaksiniz ya da blogunuz patlayacak!

bu baglamda bloga bu girisi yapma ihtiyaci hissettim
bakalim bi patlama yasayacak miyiz..

--------------------------

17 Şubat 2010 Çarşamba

dun aksam arkadasıma dogum gunu hediyesi olarak verilen 25cm boyundaki uzaktan kumandalı ve konuşan R2-D2'nun hastası oldum!!

14 Şubat 2010 Pazar

======royksopp forever======
dont think twice!

8 Şubat 2010 Pazartesi


bryan ferry'li groove armada sarkısı pek guzel olmus.

XX shameless XX

bu basliksiz yazimin basligi sensin cunku bi basligi yok

sevgili dostlar

bu reklam kokan blog hareketleri beni kasiyor. yok o film guzel yok bu album mustesna.
gecelim.

bu aksam icimde bir kahraman uyandi sevgili dostlar.
felekten bir gece calayim dedim.
evde alem yapiyorum kendi kendime.

kalbimin kralicesi pampis hanim tam karsimda. cok seviyorum. hayat arkadasim kendisi.

efendim neler oluyor bilmiyorum icimde.
ama bundan sonra 'elimi korkak alistirmama' karari aldim.

bu gece anladim ki para beni esir etmis.
beni satin almis.
yanlisa dusmusum.

korkum kizginliga, kizginligim aciya, acim da izdiraba...

yani hayata karsi biraz romantik olsam kime ne zarari dokunur ki.
birakiyorum ulan bu isleri gucleri.
boyle olmayacak.

fonda amelie soundtrack.
elimde son bi efkar birasi.
saygilarimi sunarim
hatta operim guzel yanaklarinizdan
fundalarr..

26 Ocak 2010 Salı

charlotte gainsbourg--IRM

mukemmel bir calisma olmuş..
zevkle dinliyorum ..
--"in the end" ozellikle beni benden aldı.
who's to say it's all for the best in the end...


19 Ocak 2010 Salı

hatçip beni diskoya götür


Hot Chip'lerin yeni albumlerini bu sabah itibariyle zevkle dinliyoruz. (One Life Stand)
oyuncak sarkılar.
guzel çıkışlar.

-- one life stand
-- take it in
-- thieves in the night
ilk dinleyiste sevdiklerim.
12 martta berlinde konserleri varmis.

8 Ocak 2010 Cuma

zevkle dinliyoruz.

http://www.tindersticks.co.uk/

-peanuts
-harmony around my table
-ve elbet falling down a mountain

4 Ocak 2010 Pazartesi

A Camp- Colonia


bugun bunu dinliycem...

Nina hanimin kocasiylen yaptigi ve benim album cikisini iskalamis oldugum A Camp projesi.

kiskaniyorum seni Nina.
"love has left the room" ilk favorim.